Gül ve Avci

Bir baskaldiridir ask... Önce isyancisini yikar

Bir Erkek...
Varligi hem tehlikeli ve korkunc, hem de sonsuza degin güclü ve korunakli... Onun karsi konulmaz etkisine kapilan bir kadin sicak bir gülüsüyle isinabilir, mavi gözleriyle sonsuz bir denize acilabilir, siyah saclariyla zifiri bir geceye korkusuzca dalabilirdi.

Ona yaklasmak ise atese cirilciplak yürümek demekti.

Bir Kadin...
Hem bir kralice kadar sarsilmaz, hem de titremeye hazir bir yaprak gibi ürkek ve utangac... Bir erkegi masumiyetiyle prangasiz tutsak edebilir, incindiginde ise bütün dünyaya kafa tutabilirdi. Kalbi ve masumiyeti acimasizca ihlal edildiginde artik onun icin atese yürümek zamani gelmisti.

Kadin atesten korkmuyordu, cünkü coktan yanmisti.

Evelyn Rosa Drummond, en degerli varligi olan kalbini bu tehlikeli adama sundugunda onun askina erisebilecegine inanmisti. Oysa tüm varligini emanet ettigi Harewood Dükü Julian Benedict Wharton tarafindan bir fahise olarak görülmek gibi korkunc bir yanilginin kurbani olmustu.

Ve talih, karsisina dayanilmaz bir intikam firsati cikardi. Herkesin cekindigi bu tehditkar ve gizemli adama yapilan cinayet suclamasini ispatlayacakti. Oysa Julianin en yakinina kadar sizmayi basardiginda, kalbinin müthis bir sinanmaya tabi tutulacagindan habersizdi.

Gönlünü bir kez daha bu cazibeli adama kaptirmayacagina söz vermek ise gölgesine sigindigi bir yalandan öteye gidemeyecekti